12 Nisan 2014 Cumartesi

Tema - 5


   4 sene boyunca aldığımız bir çok eğitim ve mesleki derslerimiz oldu. Bunun yanı sıra kendi öğrendiklerimiz, aldığımız kurslar da eklenirse gerçekten büyük bir 4 sene. Şimdi tüm bu gördüklerimizi 2 ders için kullanıyoruz. Tabi ki çok büyük artıları var bu derslerin ama iş kuramsalı geçince öğrenilenle yaşanılanın bambaşka olduğunu gördüm.

   Alınan eğitim dersleri gerçekten  çoğu işimi kolaylaştırıyor öğrencilere yaklaşımlarımı, onları anlamamı, neyi nasıl ne şekilde öğretebileceğimi fakat bunlarda bir noktada tükeniyorlar. Bu noktada devreye tecrübe ve deneyim giriyor.

   Öğretmenlik uygulamasının ağırlıklı olduğu şu dönemde artık ders anlatmaya başladık ve tamamen işin içine bulaştık. Okulda ki öğretmenlerimiz artık tüm yetkiyi bırakıyor ve bu büyük bir sorumluluk. Bazen ne yapacağımı bilemediğin planın dışında olan şeyler oluyor, işte burda da bence işin içine yetenek giriyor. Bazı insanların doğasında var öğretmenlik buna gönülden katılıyorum. Okulda eğitim dersinde belki başarılı değil ama öğretme işinde fazlasıyla becerikli bir çok kişi gördüm. Tabi bu alanda kuramları, psikolojiyi, yaklaşımları aklınıza gelecek tüm o görülen dersleri kendimize eklemek bize extra bir güç veriyor bunu kimse inkar edemez. Bunları bilip ve uygulamak işte tam can alıcı nokta oluyor.

   Benim görüşüme göre bu 2 ders bence küçük boyutlarda ara sınıflarda da verilmeli. Verilmeli ki daha donanımlı hale getirebilelim iş geçmeden, daha etkili ve yeterli bir öğretmen olabilelim. Ders bana bir çok dersten daha çok şey öğretti çünkü hepsini görerek yaşayarak öğrendim. Her hafta diğer haftayı gözümde canlandırma cümlelerimi önceden kurmam gerektiğini, öğrencilerin gözlerimizin içine baktığını olumlu olumsuz herşeyi kapabileceklerini gördüm.

7 Nisan 2014 Pazartesi

Tema - 4 Öğretmenlik Uygulaması


   Öğretmenlik uygulaması sürecinde öncelikle öğretilenlerin çok temelde kaldığını, anlatılanla yaşanılanın birbirini kapsamadığını öğrendim. Bu süreçte en güzel şey öğretmenliğin ham maddesi olan çocuklarla doğrudan etkileşimde olmak oldu. Bir çok seviyeden çocukla tanıştık, onları gözlemledik onları inceledik. Extra olarak ilk dönemde gittiğim meslek lisesi de bana bambaşka bir göz verdi. 

   Meslek Lisesi bu konuda daha zor sınıf yönetimi ve mesleki gelişimin de üst düzeyde gerektiği bir seviye. Şuan ki okulumda 1-2-3-4 öğrencilerini hem gözlemliyorum hemde onları anlayarak ihtiyaçlarının ne olduğunu kestirmeye çalışıyorum. Nasıl ders işlemem gerektiğini nelere dikkat etmem gerektiğini, öğretmenin nasıl bir sınıf yönetimi sağladığını izleyerek kendime bazı çıkarımlarda ediniyorum. 

   İletişim kurmanın temelinde bence samimiyet ve yapılan işi sevmenin yattığını düşünüyorum. Meslek ne kadar sevilirse ilgi istek ve eğitimin kalitesi de o boyutta artacaktır. Sınıf yönetimi zamanla daha etkili kullanabileceğimi düşünüyorum. zaman yönetiminde sınıfa ne kadar hakim olursam o kadar etkili olacağını düşünüyorum.